top of page
IMG_7834_50rsz.jpg
Handling.jpg

Bisiklette SürüÅŸ ve Yol TutuÅŸu

“Sürülemez” bir bisiklet yapmak neredeyse imkansızdır. (Bisikletin sürüÅŸ dinamiklerini anlamak için geçmiÅŸte bunu ciddi olarak yapmaya çalışanlar olmuÅŸtur) Ancak sürmesi keyifli bir bisiklet yapmak ise bambaÅŸka ve zor bir konudur; sözkonusu dinamikleri çok iyi anlamayı gerektirir. Ä°yi sürüÅŸü olan bir bisiklet adeta sezgisel olarak sürülebilir. Stabildir; yani seçilen bir çizgiyi ister düz yolda, ister virajda olsun, korur. Bu çizgiden sapmak istendiÄŸinde ise sürücünün hareketine çabuk ve kesin olarak cevap verir, gidonda dönüÅŸe karşı aşırı bir direnç sergilemez. Tabii ki her tür bisikletin sürüÅŸüne alışılabilir ve alıştıktan sonra her bisikletin sürüÅŸü makul gelebilir. Ancak gerçekten iyi sürüÅŸlü bir bisiklet hem sürücüyü daha az yoracak, hem de çok daha keyifli olacaktır.

 

Bu makalemde ise, merak edenler için bu konunun teknik tarafını biraz açıklamak istiyorum. Ancak ÅŸimdiden uyarayım; her ne kadar oldukça basitleÅŸtirmeye çalışsam da konunun derinliÄŸi belli bir seviyede teknik bilgi gerektirmekte.

 

Öncelikle burada sözettiÄŸimiz konu “handling”dir; bu terimin Türkçe karşılığı ise biraz muallaktır. “Yol TutuÅŸ” olarak tercümesi kullanılsa da bu terim daha çok araçların maksimum viraj alma hızlarını tarif edebildiÄŸinden, “sürüÅŸ” teriminin daha uygun olduÄŸu kanısındayım. Bu konuyu da açıklığa kavuÅŸturduktan sonra, sürüÅŸe etki eden temel parametreleri incelemekle baÅŸlayabiliriz.

 

Bunlar:

  1. Ön Geometri

  2. Jiroskopik Kuvvetler (ve Teker Çapı)

  3. Ağırlık Dağılımı

  4. Ön Serbest Ağırlık

  5. Teker Açıklığı (Wheelbase)

  6. Orta Göbek (BB) YüksekliÄŸi

 

Sırasıyla bu etkenleri incelemek gerekirse:

​

1. ÖN GEOMETRÄ°:

Bisikletin sürüÅŸünü belirleyen bir numaralı faktördür. Aynı zamanda bisiklet tasarlayan ve üretenler de dahil olmak üzere, çoÄŸu kiÅŸi tarafından en az anlaşılmış konudur. Ön geometri tasarımında en baÅŸta gelen etkenlerse ÅŸunlardır;

​

1.a) Trail: Bu terime sanıyorum bisikletle ilgili az biraz araÅŸtırma yapmış herkes aÅŸinadır. Kısaca ön tekerin yere bastığı noktanın, maÅŸa dönme ekseninin yerdeki izdüÅŸümüne uzaklığı diyebiliriz. Trail, alın borusu açısı ve maÅŸanın Rake deÄŸerinin bir kombinasyonudur. (Fig. Ön Geometri) Bisiklet hareket halindeyken tekere etkiyen kuvvet, gidonu ortaya toplayan bir moment oluÅŸturur. Ancak bu noktada ilk adım; Trail terimini Geometric Trail olarak düzeltmekten geçiyor. Çünkü aslında sözkonusu olan teorik bir deÄŸerdir; gerçekte tekere etkiyen kuvvet tam olarak lastik izi merkezinden etki etmemektedir. (Bkz. Pnömatik Trail)

Front Geo.jpg

Fig. Ön Geometri

Sanıyorum herkes hemfikir olacaktır ki; bisikletin sürüÅŸü söz konusu olduÄŸunda ilk karşımıza çıkan terim Trail’dir. Hatta birçok teknik yazıda bisikletin sürüÅŸ karakteri sadece bu parametreye baÄŸlanmıştır. “Trail arttıkça stabilite artar, azaldıkça sürüÅŸ daha kıvrak ancak daha az stabil (twitchy) olur” argümanı mutlaka hepimizin duyduÄŸu birÅŸeydir. Ancak durum bu kadar basit olmaktan çok çok uzaktır; ve bu argümanı çürütecek birçok bisiklet tasarımı mevcuttur.

 

Günümüz yol, ÅŸehir, tur ve türevi bisikletlerine baktığımızda 50-70mm arasında bir Geometrik Trail standart kabul edilmektedir ve bu aralığın dışında bir tasarım görmek neredeyse imkansızdır. Oysa ki Rene Herse, Alex Singer gibi ünlü ve saygın kiÅŸiye özel bisiklet ustaları tasarımlarında sıklıkla 10-20mm civarlarında Trail kullanmışlardır ve yaptıkları bisikletlerin sürüÅŸleri birçok kiÅŸi tarafından günümüz bisikletlerine tercih edilmektedir. (Buna Low Trail Geometry denilmektedir, ve yüksek Rake’li sıradışı kıvrımlı bir maÅŸa ile kendini belli etmektedir. Bkz; Fig. "Low Trail" MaÅŸa) Bu tarz bir geometrinin, genel kanıya göre aşırı hassas (twitchy) olacağı düÅŸünülse de, gerçekte özellikle düÅŸük ve orta hızlarda çok daha stabildir, 40-50mm’lik kalın lastiklerle çok daha iyi çalışır, gidonu tutmadan sürmesi çok daha kolaydır ve ön bagaj yüklerinden çok daha az etkilenir.

Low Trail Fork.jpg

Fig. "Low Trail" MaÅŸa

Benzer ÅŸekilde Tony Foale, ünlü Motorcyle Handling and Chasis Design adlı kitabı için Sıfır Trail’li ve 90° alın borusu açılı bir motorsiklet yapmış, ve beklenilenin aksine bu tasarım özellikle düÅŸük ve orta hızlarda geleneksel motorsikletlere göre çok daha stabil bir sürüÅŸ sergilemiÅŸtir. (Çünkü böyle bir tasarımda Wheel-Flop yoktur)

 

Åžunu iyi anlamak gerekir ki; Geometrik Trail’in gidonu ortaya toplama etkisi tamamen bisiklet+sürücünün ataleti (momentumu) ile doÄŸru orantılıdır; dolayısı ile Geometrik Trail ancak hız arttıkça bir stabilite getirir. DüÅŸük hızlarda etkisi yok denecek kadar azdır. Ve ÅŸu ilginçtir ki, aslında Trail’in, bisikletteki gibi açılı bir alın borusuyla birleÅŸtiÄŸinde, aynı zamanda dolaylı olarak bir de-stabilizasyon özelliÄŸi de vardır (Wheel-Flop altında göreceÄŸiz)

 

1.b) Pnömatik Trail: Geometrik Trail’i tarif ederken lastiÄŸin yere bastığı noktayı baz almıştık. Ancak aslında yerden ön lastiÄŸe etkiyen kuvvet, lastik kontak izinin tam ortasından etkimez; hızlandıkça geriye doÄŸru kayar. Bu kayma mesafesine de Pnömatik Trail denir. Pnömatik Trail, hız ile orantılıdır; ve aynı zamanda lastik kalınlaÅŸtıkça artar. EÄŸer siz de kalın lastiklerin sürüÅŸünün, geometri aynı olsa dahi, ince lastiklerle neden aynı olmadığını merak ediyordu iseniz, cevabı budur. Kalın lastikler her zaman ince lastiklere göre daha ağır bir gidon hissi ve stabil bir sürüÅŸ sunar. Dolayısıyla ön geometri tasarımında lastik kalınlığını hesaba katarak, diÄŸer parametreleri bu etkiyi dengeleyecek ÅŸekilde ayarlamak gerekir.

pneumatic_trail.png

Fig. Pnömatik Trail

Ä°nce lastiÄŸe göre optimize edilmiÅŸ bir geometride kalın lastik kullanmak sürüÅŸü aşırı hantal, dönmeye isteksiz yapacaktır. Tam tersi; kalın lastik için tasarlanmış bir bisiklette ince lastik kullanmak da aşırı hafif ve stabil olmayan bir gidon hissiyatı verecektir.

 

GevÅŸek yüzeylerde (Gravel vb) Pnömatik Trail’in etkisi azalmaktadır. Bu yüzden asfalt dışında kullanılacak bir bisiklette stabiliteyi yükseltmek için Geometrik Trail’i artırmak en yaygın kullanılan yöntemdir.

 

1.c) Wheel-Flop: Bu terim pek bilinmese de bir bisikletin sürüÅŸünde en etkin parametrelerden birisidir. “Teker Katlanma Kuvveti” olarak çevrilebilir. Aslında hepimiz bu etkiyi sıklıkla ve çok rahatlıkla görüyoruz; duran bir bisikleti selesinden tutup gidonu bıraktığımızda, gidon saÄŸa veya sola dönecektir. (Bkz. Fig.Wheel Flop) Gidonun düz duracağı yegane pozisyon, bisikletin dik durduÄŸu pozisyondur. Bu durumda dahi gidona en ufak dokunuÅŸumuzla 60°lik bir açıya kadar kendiliÄŸinden dönecektir. Bunun sebebi; ön tekerin, yere bastığı noktadan ofsetli ve açılı olan alın borusu ekseninde saÄŸa sola dönmesidir.

Wheel Flop 1.jpg

Fig. Wheel Flop

Wheel-Flop bisikletin oldukça aÅŸina olduÄŸumuz sürüÅŸ karakterini verir. Bir viraja girerken gidona sadece ilk hareketi vermek yeterlidir, sonrasında gidon virajın içersine doÄŸru kendiliÄŸinden dönecektir. Öyle ki aslında bir bisikletle düÅŸük ve orta hızlarda viraj dönerken gidona ters yönde kuvvet uygulamak zorunda kalırız. Bu bir bisikletin “dönmeye istekli olması” ÅŸeklinde algılanabilir. Bu etki ön teker üzerindeki yükle birlikte artmaktadır. Önemli olan nokta; wheel-flop’un etkisinin bisikletin hızından bağımsız olarak her zaman var olduÄŸudur. Dolayısı ile Geometrik ve Pnömatik Trail’in etkisinin fazla hissedilmediÄŸi düÅŸük ve orta hızlarda, sürüÅŸ karakterini belirleyen wheel-flop’tur.

 

Virajlara girerken keyifli olabilecek bu etki, düz bir çizgide gitmek istediÄŸimizde ise dezavantaja dönüÅŸür. Wheel-Flop’u fazla olan bir bisiklette gidona verdiÄŸimiz her ufak hareket, vücudumuzun saÄŸa sola her salınımı, bisikletin saÄŸa/sola çekmesine sebep olacaktır. Özellikle Trail’in stabilleÅŸtirici etkisinin baÅŸladığı yüksek hızlara çıkana kadar bisikleti düz bir çizgide tutmak veya elleri bırakarak kullanmak zorlaÅŸacaktır.

 

Her bisikletin, ön geometrisine baÄŸlı olarak, elleri bırakarak sürülebilecek çok kesin bir hız sınırı vardır. Daha düÅŸük hızlarda, ne kadar usta olursanız olun, bisiklet stabil olmadığından bunu yapmak çok çok zor olacaktır. Bu hız, 73° alın borusu açılı 55-60mm Trail’li bir yol bisikleti için 15-16 km/s civarlarındadır. Low Trail Geometri’li bir bisiklette bu hız 10 km/s civarlarına inebilir. Yatık alın borulu, aşırı yüksek Trail’li bir bisiklette ise 20km/s üzerine çıkabilir. Bu hız sınırı bisikletin orta hızlardaki stabilitesinin direkt bir göstergesidir. DoÄŸru tasarlanmayan bir bisiklette ise elleri bırakarak sürmek neredeyse imkansız olabilir. Mesela ön tekerin normalden fazla yüklendiÄŸi Tur veya Tandem tarzı bisikletlerde, yüksek Wheel-Flop’lu bir geometri kullanmak, bu iÅŸi çok zorlaÅŸtıracak; stabiliteyi kötü etkileyecektir.

 

Wheel-Flop etkisini sayısal olarak deÄŸerlendirmek için Wheel-Flop Factor olarak tanımlanan bir parametre kullanılır ve ÅŸu ÅŸekilde hesaplanır:

 

f = t x sinα x cosα

(f : wheel flop factor) (t : geometric trail) (α : alın borusu açısı)

 

Bu formülden çıkan sonuç; Wheel-Flop, Geometrik Trail ile doÄŸru orantılıdır, ve alın borusu dikleÅŸtikçe azalır. Alın Borusu Açısı 90° olduÄŸunda ise sıfır olur.

 

Ä°ÅŸte bu sebeple “Trail arttıkça stabilite artar” argümanı doÄŸru bir argüman deÄŸildir. Çünkü yüksek hızlarda stabilite getiren Trail, aynı zamanda Wheel-Flop’u artırarak düÅŸük ve orta hızlarda stabiliteyi azaltmaktadır. Öte yandan Alın Borusu Açısı ile oynayarak Trail’i sabit tutarken sadece Wheel-Flop üzerinde ince ayar yapmak mümkündür. Ancak bu açı diÄŸer etkenlere baÄŸlı olarak çok dar bir aralıkta deÄŸiÅŸtirilebildiÄŸinden Wheel-Flop miktarını belirleyen temel etken halen Trail’dir.

 

Ben aynı zamanda Wheel-Flop karakterini görmek için kendi hesaplamam olan grafikler kullanıyorum (Bkz Fig. Wheel Flop Grafikleri) Bu örnek grafik karşılaÅŸtırmasında 3 farklı bisikletin, Gidon Açısı’na karşılık gelen Ön Teker Merkezi yüksekliÄŸindeki düÅŸüÅŸ görülmektedir.

Wheel Flop Graph.jpg

Fig. Wheel Flop Grafikleri

Road 1 : 73° açı, 57mm trail, 23mm lastik (Standart Yol Geometrisi)

Low-Trail: 73° açı, 26mm trail, 42mm lastik (Low Trail Geometri)

Road 2 : 69° açı, 89mm trail, 23mm lastik (Aşırı Trail’li bir Yol Geometrisi)

Wheel-Flop sebebiyle gidonu saÄŸa/sola çeviren momentin grafikteki her bir eÄŸrinin eÄŸimiyle doÄŸru orantılı olduÄŸu söylenebilir. Bu açıdan baktığımızda; örneÄŸin Low-Trail bir ön geometri ile standart bir Yol Yarış geometrisi arasında 5 kat kadar fark vardır. Örnekteki iki farklı Yol Yarış geometrisi arasında ise 2 kat fark vardır. Ä°ÅŸte aradaki farklar bu mertebelerde olduÄŸundan, sürüÅŸ üzerindeki en önemli etken Ön Geometridir.

 

Not olarak; burada görülen Road 2 geometrisi, bana ait olan 1980’lerden bir Alan bisikletin geometrisidir. 69°’lik çok yatık bir alın borusuna raÄŸmen standart 40mm Rake’li bir maÅŸa kullanıldığından bu kadar yüksek bir Trail deÄŸeri ortaya çıkmaktadır. Bu bisikleti düÅŸük hızlarda dengede tutmak, istediÄŸiniz çizgiyi takip etmeye çalışmak gerçekten de çok zor olmaktadır. 25-30 km/s gibi hızlarda dahi bir anlık konsantrasyon dağınıklığında hemen saÄŸa/sola kaçabilmektedir.

 

1.d) Boyun (Stem) UzunluÄŸu: Gidon boynunun sürüÅŸ üzerindeki etkisini çoÄŸumuz tecrübe etmiÅŸizdir. Genellikle bu etki “boyun uzadıkça stabilite artar, kısaldıkça azalır” ÅŸeklinde ifade edilir.

 

Bu argüman genel manada doÄŸru yönde bir fikir verse de, boynun etkisini Geometrik ve Pnömatik Trail’lerin veya Wheel-Flop’un etkisine benzetmek doÄŸru deÄŸildir. Burada sözü edilen gerçek bir stabilite farkından daha çok sürücünün hareket farkıdır:

 

Uzun bir boyun, moment kolunu uzatmanın yanısıra, gidonun daha çok saÄŸa/sola yanal hareket etmesine yol açar. Bu da gidonu döndürürken kolları ileri geri hareket ettirmek yerine, daha çok üst vücudu saÄŸa/sola kırarak gidonu çevirmemizi saÄŸlar. Özellikle yüksek hızlarda, sadece kollarımızla deÄŸil, tüm gövdemizin hareketiyle manevra yapmak, daha ağır ve kendinden emin bir hissiyat yaratır. Öte yandan kısa bir boyun daha ani ve kıvrak manevralar yapmayı gerektiren disiplinlerde tercih edilir.

 

Gidon boynunun etkisini drop-bar’larda (yol tarzı bir gidonda) tecrübe etmek aslında çok kolaydır, ve boynu deÄŸiÅŸtirmeyi bile gerektirmez. Tek yapmanız gereken ellerinizi fren hood’larındaki normal pozisyonlarından biraz geriye kaydırıp bu ÅŸekilde birkaç manevra denemektir. Elinizi kaç cm geriye kaydırdıysanız, o kadar daha kısa bir boyunu tecrübe etmiÅŸ olursunuz.

 

ÇoÄŸu yol bisikleti sürücüsü gibi ben de ÅŸahsen uzun boynun sürüÅŸünü kısaya tercih etmekteyim. Ancak belli durumlarda; özellikle küçük kadrolarda uzun bir boyun kullanmak mümkün olmayabilmektedir. Bu kesinlikle tölere edilemeyecek bir dezavantaj deÄŸildir. Ä°yi bir “fit” için sürüÅŸten ufak bir nebze feragat etmek çok daha mantıklı bir seçim olacaktır.

Ayrıca diÄŸer hiçbir parametreye bakmadan ideal bir boyun uzunluÄŸu belirtmek de doÄŸru deÄŸildir; bu çoÄŸu kiÅŸinin sıklıkla yaptığı bir hatadır. Mesela daha kalın lastikli bisikletlerde sürüÅŸün fazla hantal olmasını önlemek için daha kısa bir boyun tercih edilebilir.

 

Sadece boyun uzunluÄŸunu baz aldığımızda durum böyledir. Ancak belirli bir sürücü ve sürüÅŸ pozisyonu için “fit” ölçülerini sabit tutup boyun uzunluÄŸunu deÄŸiÅŸtirdiÄŸimizde (dolayısı ile kadro tasarımını buna göre ayarladığımızda) olay daha komplike bir hal alacaktır. Bu durumda boyunu uzatmak, kadronun üst borusunu kısaltmayı; ve ön tekeri geriye doÄŸru almayı gerektirecektir.

Ve ön tekerin ağırlık merkezine göre konumu tabii ki sürüÅŸü etkilemektedir. Daha geride bir ön teker, özellikle sert virajlara girerken daha geriden; adeta sürücünün altından bir yanal itme kuvveti verecektir, ve daha agresif bir hissiyat yaratacaktır. Bazıları bu hissiyatı sevse de, bazılarına bu güven vermeyen bir davranış gibi gelebilir.

 

Buna ek olarak, daha geride bir ön teker fren performansını negatif etkileyecektir; sert frenleme esnasında bisikletin arkası daha kolay kalkacak ve dolayısı ile maksimum frenleme kabiliyeti düÅŸecektir.

 

2. JÄ°ROSKOPÄ°K KUVVETLER (ve Teker Çapı):

ÇoÄŸumuzun yadsınamaz bir ÅŸekilde tecrübe ettiÄŸi bir gerçek; teker çapı küçüldükçe gidon hissiyatının belirgin ÅŸekilde hafiflediÄŸi ve bisikletin stabilitesinin azaldığıdır. Birçok kaynakta buna gösterilen tek gerekçe; küçük tekerin jiroskopik etkisinin daha az olmasıdır.

 

Ancak ben, kendi tecrübelerimden ve araÅŸtırmalarımdan yola çıkarak bu sonucun sadece jiroskopik etkiye baÄŸlanmasını doÄŸru bulmuyorum. Çok ağır 20” tekerli bir bisiklet ile ultra-hafif 28” tekerli ve benzer ön geometrili iki bisikleti karşılaÅŸtırdığınızda dahi aradaki sürüÅŸ farkı yadsınamayacak derecededir.

 

David E. Jones bu konuda yaptığı bir seri test için Jiroskopik kuvvetin sıfır olduÄŸu bir bisiklet tasarlamıştır. (Ön teker yanına aksi yönde dönen bir teker eklemiÅŸtir.) Beklenenin aksine bu bisiklet rahatlıkla sürülebilmektedir. Ancak beklenilen ÅŸekilde bu bisikletin self-stabil olmadığını görmüÅŸtür. (ÇoÄŸu bisiklet ve motosiklet belli bir hızda sürücüsü olmasa dahi kendi kendine yol alabilir. Bu self-stabilite’dir.) Bir bisikletin jiroskopik kuvvet ile sürücüsüz yol alabilmesindeki mekanizma ÅŸöyledir: dönen ön teker bir tarafa doÄŸru yatırılmaya baÅŸladığında, jiroskopik etki, gidonu tekerin yattığı tarafa doÄŸru çeviren bir moment oluÅŸturur. Yani bisiklet bir tarafa doÄŸru devrilmeye baÅŸladığında gidon o tarafa dönerek merkezkaç kuvveti ile bisikleti dengeler.

​

J.D.G. Kooijman ise Jones’un çalışmalarını bir adım öteye götürmüÅŸ; sıfır Jiroskopik kuvvetli ve negatif Trail’li self-stabil bir bisiklet yapmayı baÅŸarmıştır. Bu sayede daha önce yerleÅŸmiÅŸ teorilerin hepsini çürütmüÅŸ, ve stabilite konusunda hiçbir parametrenin tek başına etkili olmadığını göstermiÅŸtir. Tasarladığı bisiklete stabilitesini veren ise “Ön Serbest Ağırlık”tır.

Kooijman bicycle.jpg

Fig. Kooijman'ın bisikleti

3. AÄžIRLIK DAÄžILIMI:

Bisikletin ön/arka teker arasındaki ağırlık dağılımı birkaç yönden sürüÅŸe etki eder. Bisikletin ağırlığı sürücüye göre çok az olduÄŸundan, bu dağılımı belirleyen en önemli faktör ise sürücünün vücut ağırlığı ve sürüÅŸ pozisyonudur.

Yüksüz bir bisiklet için konuÅŸtuÄŸumuzda bu ağırlık dağılımının en farklı disiplinler için dahi deÄŸiÅŸeceÄŸi aralık %40(ön)-%60(arka) ile %30(ön)-%70(arka) gibidir. AÅŸağıdaki tabloda çok kabaca bu farklar görülebilir.

Bisiklet

​

Yol Yarış

Randonneur

Sportif Tur

Åžehir

MTB

Yük

​

-

Önde 5kg

Arkada 20kg

-

-

Ağırlık Dağılımı

ÖN

40%

45%

30%

35%

30%

ARKA

60%

55%

70%

65%

70%

Aslında belirli bir sürücü ve sürüÅŸ pozisyonu için bu ağırlık dağılımı bisikletin tasarımı ile çok az deÄŸiÅŸtirilebilir; ön ve arka tekerin pozisyonu ile oynanarak ancak %2-3’lük farklar yaratmak mümkündür. Ağırlık dağılımının asıl önemi bisikleti yüklemeye baÅŸladığımızda ön plana çıkmaktadır. Tur veya Åžehir tarzı yük taşınan bisikletlerde en sık yapılan hata bisikletin arkasını aşırı yüklemekdir. Kullanıcıların bu seçimi yapmalarındaki sebep ise günümüzün Tur kadrolarının ön geometrisinin aslında genel yol-yarış geometrisinin bir kopyası olması ve önde bagaj taşımaya elveriÅŸli olmamasıdır. Oysa ki bisiklette arkadaki bir yükü dengelemek, öndeki bir yüke göre daha zordur. Åžöyle ki; bildiÄŸimiz üzere bisikleti dengede tutmak, ağırlık merkezini saÄŸa/sola ufak miktarlarda hareket ettirerek, yanal yönde sürekli ayarlamalar yaparak mümkündür. Bu hareketi verdiÄŸimiz nokta ise ön tekerdir. Her bir gidon hareketinin yarattığı yanal hareket ön tarafta en fazla, arka tarafta daha azdır. Dolayısı ile daha arkadaki bir ağırlık merkezine aynı miktarda yanal dengeleme hareketi vermek için daha büyük gidon hareketleri yapmak gerekecektir, bu da sürekli bir yalpalamaya sebep olacaktır.

 

Bu yüzden aslında bisikleti yüklemeye önden baÅŸlamak daha mantıklıdır. 3-5kg’a kadar olan yükler bir gidon çantasında taşınabilir. Daha sonra ağırlığı dengeli dağıtacak ÅŸekilde arka bagajlar ve ön maÅŸa bagajları eklenebilir. Ve bu bagajlar ağırlık merkezini düÅŸük tutmak için mümkün olduÄŸunca alçakta tutulmalıdır.

 

Ancak önemli nokta; sürüÅŸü bozmadan ön tarafı yükleyebilmek için buna uygun bir ön geometri ÅŸarttır. Çünkü maÅŸaya veya gidona ağırlık eklemenin iki ÅŸekilde etkisi olacaktır:

 

Ä°lk olarak, daha önce incelediÄŸimiz gibi ön teker üzerindeki ağırlık arttıkça Wheel-Flop’un etkisi artar. Klasik 60mm civarı Trail’li bir bisiklete ön yük eklediÄŸimizde wheel-flop aşırı hale gelecektir, ve bisiklet saÄŸa/sola çekmeye baÅŸlayacaktır, özellikle bu tür bisikletlerin kullanıldığı düÅŸük/orta hızlarda düz bir çizgi takip etmek zorlaÅŸacaktır. Bu durumda wheel-flop’u az olan düÅŸük Trail’li bir geometri kullanmak gerekir. Bu tarz bir geometri iyi ayarlandığında, bagajın eklediÄŸi atalet ile daha bile stabilleÅŸebilmektedir. Ne yazık ki günümüzde çoÄŸu Tur kadrosu üreticisi bu noktayı gözardı etmektedir.

 

Ä°kinci etki ise bagajların eklediÄŸi Ön Serbest Ağırlık’tır. Bu etkiyi bir sonraki konuda göreceÄŸiz.

​

4. ÖN SERBEST AÄžIRLIK:

Ön maÅŸa ile beraber Alın Borusu ekseninde saÄŸa sola dönebilen tüm parçaların ağırlığı olarak tarif edilebilir. MaÅŸa, ön teker, boyun, gidon, frenler ve varsa ekstra bagajlar bu ağırlığa dahildir. Yüksüz bir bisiklette bu etki ihmal edilebilir derecededir. Ancak öne ekstra yük eklemeye baÅŸladığımızda belirgin ÅŸekilde ön plana çıkmaktadır.

 

Alın Borusu eksenine belli bir mesafede yerleÅŸtirilmiÅŸ her ağırlık, bu eksenin açılı olması sebebiyle yerçekimine baÄŸlı bir moment yaratır. Bu moment, ağırlık alın borusu ekseninin ilerisindeyse gidonu saÄŸa/sola döndürme, gerisindeyse gidonu ortaya toplama yönündedir. Ağırlık arttıkça ve Alın Borusu Ekseni yatıklaÅŸtıkça bu moment artar. Aslında bu etki, davranış açısından Wheel-Flop etkisine benzetilebilir. Halihazırda fazla miktarda Wheel-Flop’u olan bir geometride bu ÅŸekilde bagajlar kullanılması saÄŸa/sola çekmeye sebep olacaktır. Bu yüzden iki etkiyi dengelemek amaçlı olarak, ön bagajlar kullanıldığında Wheel-Flop’u azaltmak gerekir.

 

Ayrıca bu momenti azaltmak için, ön tarafa eklenen gidon çantası ve bagaj gibi yükler mümkün olduÄŸunca Alın Borusu Eksenine yakın tutulmalıdır; maÅŸa bagajları, maÅŸa bacaklarının ilerisine deÄŸil, tam ortalayarak baÄŸlanmalıdır.

​

Ön Serbest Ağırlığın bir etkisi de, gidonun saÄŸa/sola dönüÅŸüne bir atalet eklemesi, dolayısı ile hareketleri yavaÅŸlatmasıdır. Bu sebeple uygun bir ön geometriyle birlikte daha stabil bir hissiyat verebilir. 

 

5. TEKER AÇIKLIÄžI (WHEELBASE):

 

Burada sıraladığımız parametrelerden her biri teoride sürüÅŸ karakterine etki etse de, bazılarının pratikteki etkisi diÄŸerlerinden çok daha fazladır. Bazılarının etkisi ise gereÄŸinden fazla abartılmaktadır. Bunlardan ikisi, benim fikrime göre, Teker Açıklığı ve BB YüksekliÄŸidir. Her ne kadar çeÅŸitli kaynaklarda gördüÄŸümüz incelemelerde x markasının y modelinde BB yüksekliÄŸini 5mm azaltıp yol tutuÅŸunun ne kadar iyileÅŸtiÄŸi veya Wheelbase’i 10mm kısaltıp nasıl kıvrak bir sürüÅŸ yakalandığı sıklıkla anlatılsa da, ÅŸu rahatlıkla söylenebilir ki; belli bir tarz ve boyda bisiklet için Wheelbase ve BB yüksekliÄŸi’nin sürüÅŸe etkisi kimsenin kolayca hissedilebileceÄŸi mertebede deÄŸildir. Çünkü her klasmandaki bisiklet için (özellikle de belli bir boydaki kadro için) bunların deÄŸiÅŸebilecekleri aralıklar gerçekten de çok kısıtlıdır.

 

Bir yol bisikletini baz aldığımızda, Wheelbase kabaca 100cm etrafında en fazla 10cm’lik bir bantta deÄŸiÅŸir. Bu da aslında büyük oranda kadro boyu ile orantılıdır. Genel olarak konuÅŸmak gerekirse; yol bisikleti tasarımında arka teker sele borusuna mümkün olduÄŸunca yakın tutulur, ön teker ise iyi bir ön geometri ile birlikte doÄŸru ağırlık dağılımı verecek ve/veya Toe Interference’ı (ayağın ön tekere deÄŸme durumunu) minimize edecek kadar ileri konumlandırılır. Sonuçta belli bir kadro boyu kullanacak tek bir sürücü için aslında Wheelbase sadece birkaç cm’lik bir bantta deÄŸiÅŸir, bunun da etkisi %5’ten azdır. Genel olarak kabul edilen ölçüt ise; insan algısının fark edebileceÄŸi deÄŸiÅŸim sınırının %10 civarında olduÄŸudur.

 

6. ORTA GÖBEK (BB) YÜKSEKLİĞİ:

BB yüksekliÄŸinin etkisi ise sürücünün, dolayısı ile de ağırlık merkezinin yüksekliÄŸini belirlemesidir. Bir yol bisikletini ele aldığımızda alçak bir ağırlık merkezi her yönden daha iyidir, ve mümkün olduÄŸunca korunmalıdır. Burada minimum BB yüksekliÄŸini belirleyen nokta virajlarda pedalların yere sürtme durumudur. Ve yine bir yol bisikleti için sadece BB yüksekliÄŸine baktığımızda 250mm ile 280mm gibi iki ekstrem örnek arasında belirgin bir sürüÅŸ farkı olacağını düÅŸünebiliriz. Ancak bu pek de doÄŸru olmaz; gözden kaçırmamamız gereken nokta, sürüÅŸ açısından direk BB’nin deÄŸil, ağırlık merkezinin yüksekliÄŸini deÄŸerlendirmemiz gerektiÄŸidir; sürücüyle birlikte bir bisikletin ağırlık merkezi ise yerden en azından 1 metre yüksektedir. Buradaki 3cm’lik bir yükseklik farkının bisikletin sürüÅŸünde hissedilebileceÄŸini söylemek yine çok iddialıdır. Ancak MTB disiplinleri gibi BB yüksekliÄŸinin daha büyük bir aralıkta deÄŸiÅŸtiÄŸi kadro tasarımlarında bu farkın daha rahat hissedilebileceÄŸi söylenebilir.

​

Sonuç olarak;

 

Bu konuyu basit bir ÅŸekilde araÅŸtırdığınız zaman, karşılacağınız açıklamalar bellidir: ÇoÄŸu popüler kaynakta konu, Trail, Jiroskop etkisi vb. gibi belli baÅŸlı bir iki aşırı basit teoriyle geçiÅŸtirmektedir.

 

Ancak daha derinlemesine bir araÅŸtırmaya girildiÄŸinde; bu konu üzerine yazılmış kitaplar ve bilimsel makaleler okunup, testler incelendiÄŸinde, konunun gerçek kapsamı anlaşılmaya baÅŸlar. Aslında bisikletin sürüÅŸ karakteri son derece karmaşık bir denklemdir, ve yukarıda sıralanan bütün etkileÅŸimlerin bir bütünüdür. Her bir parametrenin belli derecede bir etkisi vardır, ve hiçbiri tek başına bir cevap olamaz. Ve bu etkiler öylesine iç içe geçmektedir ki, sadece bir tanesini izole edip üzerinde testler yapmak bile baÅŸlı başına bir mühendislik projesidir. Bu yüzden birkaç istisna dışında ana akım bisiklet endüstrisi bu konu üzerine ciddi araÅŸtırma yapmaktansa, geçmiÅŸteki deneme yanılmalardan gelen bazı sabit deÄŸerler çerçevesinde tasarımlarını ÅŸekillendirmiÅŸ, bu durumda da baÅŸarılı olanların yanısıra, baÅŸarısız birçok tasarımla da karşılaÅŸmak kaçınılmaz olmuÅŸtur.

Sadece ve sadece bu parametrelerin her birinin etkisi iyi anlaşıldığında, bunları birbirlerini dengeleyecek ÅŸekilde kullanıp, farklı koÅŸullar için dahi güzel sürüÅŸ sergileyen bisikletler tasarlamak mümkündür.

 

Burçak Erbil

bottom of page